3.500 yılı aşan bir tarihe sahip olan palyaçoluk günümüzde ülkemizde bir sanat faaliyeti olarak anılmasa da, dünyanın birçok ülkesinde büyük ilgi görmektedir. Saraylarda “soytarı” olarak görev yapan palyaçolar özellikle Orta Çağ’dan itibaren Avrupa coğrafyasının ilgi çeken figürleri arasına girmiştir. Palyaço kelimesi Türkçede; sergilediği performans ile izleyicileri güldüren ve eğlenmelerini sağlayan, absürt giyimli, yüzü aşırı miktarda boyalı oyuncu anlamında kullanılmaktadır. Bu kelime, İtalyanca “Pagliaccio” kelimesinden dilimize palyaço olarak girmiştir.
Komik tiplerini absürt giyim ve makyaj ile destekleyen palyaçolar, gerçek üstü kıyafetler ve aksesuarlar kullanılır. Renkli peruklar, çok farklı biçimlerde makyaj, anormal derecede büyük ayakkabılar ve ilgi çekecek kadar garip olan kostümler kullanan palyaçolar, sanat akımında “grotesk” olarak adlandırılan bir akımı temsil etmektedir. Palyaçoluk binlerce yıldır saraylardan panayırlara, özel davetlerden halka açık oyunlara kadar çok değişik alanlarda ve farklı coğrafyalarda yapıldığından, sanatçıların gösterilerinin içeriği de büyük oranda farklılıklar gösterebilmektedir.
Neyse biz lafı fazla uzatmadan konumuza geri dönelim. Palyaço ayakkabısının başlıca karakteristik özelliği, ön kısmının buruna takılan kırmızı cisim gibi yüksek ve top gibi olmasıdır.
Renk olarak ise, dikkat çekici renkler seçiilir mesela kırmızı, mavi, sarı v.s
Haa, bir de tabanları yüksek olmalı.
Piyasada bez olanları da var ancak uzun süre ayakta kaldığınızda ayakklarınızı üşütebilir, mutlu günün ardından mutsuz olabilirsiniz, benden uyarması.