Ayakkabı ve Bitkisel Bazlı Malzemelere

Ayakkabı şirketleri, çevreye duyarlı ürünlere ve sürdürülebilir ürün yaratmaya daha fazla odaklandıkça, son zamanlarda vegan moda seçeneklerine yönelim artış gösterdi.

Uzmanlar, bunun ayakkabı üreticileri arasında bir dizi nedenden ötürü ciddi bir taahhüt haline gelmesi gerektiğini söylüyor – birincisi tüketici talebine bir cevap. Brave GentleMan Vegan ayakkabı markasının tasarımcısı ve “Moda Hayvanları” kitabının yazarı Joshua Katcher, “Araştırmalardan ve verilerden gördüğümüz şey, giderek daha fazla tüketicinin sürdürülebilirlik ve hayvanlara etik muamele açısından katı kriterleri karşılayan ürünler aramasıdır” diyerek gözlemlerini paylaştı.

Lüks vegan ayakkabı markası Piferi’nin kurucusu ve tasarımcı Alfredo Piferi için mesele tüm insanlara hitap etmek olduğu belirtildi. “Düşünürseniz, deri ayakkabılar veganlar için değil, vegan ayakkabılar herkes içindir” dedi. “Dolayısıyla sonuç bir kapsayıcılık unsurudur, çünkü siz onu giyme ve keyif alma açısından sınırsız bir ürün üretiyorsunuz.” diyerek sözlerine eklemeler yaptı.

Ancak daha da önemlisi, Fairchild Media Group’un Sanal Sürdürülebilirlik Zirvesi sırasında “Zor Gerçekler: Vegan Ayakkabılar” panelinde konuşurken Katcher ve Piferi, ayakkabının, özellikle deri bazlı ürünlerin çevresel etkileri olduğunu belirtti.

Piferi,” vegan modasıyla ilgili ilk efsane, derinin doğal ve biyolojik olarak parçalanabilir olmasıdır, ki bu tamamen doğru değildir ” dedi. “Tabi ki, bu doğal bir kaynak, ama bir ceket ya da bir çift ayakkabı olma yolunda, sonsuza dek sürmesini sağlayan kimyasallarla işleniyor.” diyerek durumu belirtti.

Katcher, mevcut bilimsel bulguların, modada kullanılan tüm malzemelerin, deriye etki eden en büyük çevresel etkiye sahip olduğunu — hatta bunun kendi paylarına düşen yağ bazlı poliüretan deri alternatiflerinden bile daha fazla olduğunu da sözlerine ekledi. Ancak , miselyum elyafından (“mantar derisi” olarak da bilinir) yapılan Mylo by Bolt Threats ve tarımsal atıklardan üretilen Mirum gibi yeni olanaklar dünyasının kapılarını açan bitki bazlı malzemeler için bir dizi yeniliğe işaret etti .

Piferi, kendi markasında, mısırdan elde edilen % 48 poliol ve% 100 geri dönüştürülmüş PET veya geri dönüştürülmüş plastik şişelerden elde edilen süet ile yapılan Bio Vegan Nappa’yı kullanıyor. Ancak 2020’de Yılın Lansmanı ödülünü kazanan Piferi, uzun ömürlü bir ürün yaratmanın anahtarının çevre bilincine sahip olmak olduğunu söyledi.

 

“Sorumluluk taslaktan başlar,” dedi Piferi. “Modası geçmeyen bir ürün tasarlarsanız, onları mevsimler boyunca giyebilirsiniz ve sizinle birlikte bir yolculuğa çıkabilirler. Bu en iyi yoldur. Çünkü kesinlikle sezonluk ve tamamen süslenmiş bir ürün tasarladığımızda, üç dört kez giydikten sonra artık giymek istemiyorsunuz. Ve sonra tamamen sürdürülebilir olsalar bile, sürdürülebilirler mi? “dedi.

 

Son zamanlarda, bir dizi büyük marka vegan veya bitki bazlı malzemeleri koleksiyonlarına dahil etmeye başladı, ancak çok azı Hermès’in Mart ayında yaptığı gibi, Miselyum bazlı malzemesini yeni bir versiyonda kullanmak için Kaliforniya merkezli başlangıç MycoWorks ile ortaklık kurduğunu açıkladı. Bu üretilen ürünün klasik bir seyahat çantası olacağı açıklanmıştı.

Katcher ve Piferi, bu ürünlerin gelişinin pazar için hem olumlu hem de olumsuz yanları olduğunu söyledi. Katcher, “Olumsuz yanı, genellikle münhasırlık anlaşmaları imzalamaları ve benim ya da Alfredo gibi insanların bu materyallere erişimini sınırlandırmaları olacak,” dedi. ” Olumlu yanı ise bu lüks markaların ürettikleri şeyler etrafında arzu ve istek uyandıracak oluşu, bu nedenle miselyum deri veya laboratuarda yetiştirilmiş deri veya geri dönüştürülmüş plastik kullanıyorlarsa, bu piyasada daha fazla talep yaratacak ve kısa süre sonra bizim gibi daha küçük tasarımcıların erişimi halinde olacak. ” dedi.

 

Ancak daha fazla moda şirketi çevresel etkilerini iyileştirmek için çabalarken, Piferi bu yolculukta dürüstlük ve şeffaflığın hayati unsurlar olduğunu da vurguladı. “Sorumluluktan bahsediyorum… sürdürülebilirlikten daha fazlası, çünkü tam sürdürülebilirlik vaat etmek için daha önümüzde uzun bir yol var” dedi. “Müşteriye verdiğimiz sözde çok dikkatli olmamız gerekiyor. Bugün söz verebileceğimiz en iyi tutum, yeni malzemeleri ve yeni teknolojileri dört gözle beklemek ve bu arada sorumlu seçimler yapmaktır. “

*Kaynak: Footwear News

Leave a Reply